Mumsema En son Sorular

Mumsema
  • 2
Pundit

Teşehhüd Tahiyyat Duası

  • 2

Ettehiyyatü duası

TEŞEHHÜD

Kelime-i şehadeti söylemeye yani Allah’ın birliği ve Hz. Muhammed’in peygamberliğinin ifadesi olan şu cümleyi tekrarlamaya “teşehhüt” denilir:

أشهد أن لا إله إلا الله وأشهد أن محمدا عبده ورسوله.

“Eshedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlüh.”

Öte yandan teşehhüt, bir fıkıh terimi olarak “namaz kılarken oturuşlarda (ka’de) tahiyyat duasını okumak” demektir. Hz. Peygamber tarafından ashaba öğretilmiş olan “tahiyyat” duası (aş.bk.), sonunda yer alan kelime-i şehadetten dolayı “teşehhüt” olarak da isimlendirilmiştir. İlk oturuşta okunan Tahiyyat duasına “ilk teşehhüt”, son oturuşta okunana ise “ikinci teşehhüt” denilir.

Hanefiler’e göre namazların ilk ve son oturuşlarında “teşehhüt” miktan yani Tahiyyat duasını okuyacak kadar bir süre oturmak gerekir. Tahiyyat duasını bilen duayı okur, bilmeyen ise oturuşu tamamlamak için bir şey okumadan bu süre kadar bekler. İlk oturuştaki bu bekleyiş vâcip, ikinci oturuştaki bekleyiş farzdır. İlk oturuşta teşehhüt miktarı oturulmamış ise vacibin terkinden dolayı sehiv secdesi yapılır (bk. SEHİV SECDESİ). Son oturuş ise namazın ana unsurlarından (rükün) olduğu için, burada teşehhüt miktarı oturulmadığı takdirde namaz eksik kılınmış olur ve tekrar kılınması gerekir. Şâfiiler’e göre sünnet olan ilk ve farz olan son oturuşların süresi teşehhüde ilaveten Hz. Peygamber’e salavat okuyup bir tarafa selam verecek kadar bir zamanı kapsar (bk. KA’DE).

Hanefiler’e göre hem ilk hem de son oturuşta Tahiyyat duasını okumak vâciptir. Tahiyyat duası unutkanlıkla terkedildiği zaman sehiv secdesi yapmak gerekir. Bilerek terkedilmesi ise tahrimen mekruh olup böyle bir namazı tekrar kılmak icap eder. Şâfiiler’e göre, ilk oturuşun sünnet, ikincisinin farz olması gibi Tahiyyat duasını da ilk oturuşta okumak sünnet, ikinci oturuşta okumak farzdır yani namazın ana unsurlarından (rükün) biridir. Buna göre, ilk oturuşta Tahiyyat duası okunmadığı zaman sehiv secdesi yapılır, son oturuşta okunmadığı takdirde namaz eksik sayılır ve tekrar kılınması gerekir.

Namazda teşehhüdü okurken Hanefiler’e göre “la ilâhe” denildigi esnada sag elin başparmag ile orta parmağını halka yapıp diğer iki parmağı bükerek şahadet parmağını kaldırmak ve “illallah” derken indirmek sünnettir. Tarif edildiği şekliyle yapamayacak olanların bu sünneti terketmesi daha uygundur. Şafiiler’e göre ise sünnet olan uygulama, şahadet parmağını “illallah” derken kaldırıp ilk oturuşta ayağa kalkana kadar, son oturuşta selam verene kadar öylece tutmaktır. Teşehhüt duasını açıktan değil de gizlice okumak sünnettir. Bu konuda âlimler arasında görüş birliği mevcuttur. İkinci oturuşta teşehhütten sonra Hz. Peygamber’e salatüselam (Salli ve Barik duaları) okumak Hanefiler’e göre sünnet Şafiiler’e göre farzdır. İlk oturuşta ise alimlerin çoğunluğuna göre salatüselam okunmaz; Şafii mezhebine göre burada da okunması müstehaptır (bk. SALATUSELAM).

Tahiyyat Duası

Hz. Peygamber Tahiyyat duasını hem namazlarında okumuş hem de ashabına Kur’an’dan bir süre öğretir gibi öğretmiştir (bk. Buhari, “Ezân”, 148, 150; İbn Mâce, “İkametü’s-salat”, 24). Bu dua sahâbilerden bazı küçük lafız farklılıklarıyla rivayet edilmiştir.

Abdullah b. Mes’ûd’dan rivayet edilen ve Hanefi mezhebi tarafından tercih edilen Tahiyyat duası şöyledir:

التحيات لله والصلوات والطيبات، السلام عليك أيها النبي ورخمة الله وبركاته، السلام علينا وعلى عباد الله الصالحين، أشهد أن لا

إله إلا الله وأشهد أن محمدا عبده ورسوله.

et-Tahiyyâtü li’llâhi, ve’s-salavâtü ve’t-tayyibât. es-Selámü aleyke eyyühe’n-nebiyyü ve rahmetullahi ve berekatuh. es-Selamu aleyna ve alâ ibâdi’llahi’s-sålihin. Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve resûlüh.

“En övücü ve yüceltici dua ve senalar, salatüselamlar, tertemiz söz, fiil ve sıfatlar Allah Teâlâ’ya mahsustur. Ey Peygamber! Sana selam olsun, Allah’ın rahmeti ve bereketi üzerine olsun. (Ey rabbimiz), selam bize ve Allah’ın salih kullarına olsun. Şunu bilir ve herkese açıklarım ki, Allah’tan başka hiçbir gerçek mâbut yoktur ve yine bilir ve açıklarım ki, Hz. Muhammed, Allah’ın kulu ve peygamberidir” (Buhâri, “Ezân”, 148, 150; Müslim, “Salât”, 55-59).

Abdullah b. Abbas’tan rivayet edilen ve Şâfii mezhebinin tercih ettiği duada sadece ilk cümle farklı olup, selam ve şehadet kısımları aynıdır. Şâfiiler’in benimsediği Tahiyyat duasının ilk cümlesi şöyledir:

التحيات المباركات الصلوات الطيبات لله…

et-Tahiyyâtü’l-mübârekât es-salavâtü’t-tayyibâtü lillah…

“En övücü, yüceltici ve bereketli dua ve senâlar, tertemiz salatüselamlar Allah’a mahsustur…” (Müslim, “Salâtť”, 60; Ebû Dâvûd, “Salât”, 178; İbn Mâce, “İkāmetü’s-salât”, 24).

Bazı kaynaklarda Tahiyyat duası ile miraç hadisesi arasında şu şekilde bir irtibat kurulmaktadır: Hz. Peygamber miraçta Allah Teâlâ’ya “et-tahiyyâtü li’llâhi, ve’s-salavâtü ve’t-tayyibât” diyerek şükranda bulunmuş, Allah Teâlâ da “es-selâmü aleyke eyyühe’n nebiyyü ve rahmetu’llahi ve berekâtüh” diye karşılık vermiştir. Hz. Peygamber bu iltifatın bütün peygamberleri, melekleri ve salih kulları kuşatmasını umarak “es-selâmü aleynâ ve alâ ibâdi’llâhi’s-sâlihîn” buyurmuş ve bunun üzerine melekler de kelime-i şehâdet getirmişlerdir. Miraçta farz kılınmış olan namaz ibadetinde Tahiyyat duasını okuyan kimse hem bu miraç hatırasını yâdetmekte, Allah’ı anıp son peygamber Hz. Muhammed’e, meleklere ve bütün salih kullara dua etmekte hem de kelime-i şehadet getirerek İslam’a bağlılığını tazelemektedir.

BENZER KONULAR:

Leave an answer

Leave an answer

Captcha Captcha'yı güncellemek için resme tıklayın.