Mumsema En son Sorular

Mumsema
  • 1
Pundit

Hayız, Lohusa, İstihaze

  • 1

Hayız nifas istihâze nedir?

HAYIZ VE LOHUSALIK KANI

Hanımlarda görülen kanamalar üç kısma ayrılır; 1. Hayız/âdet kanı; 2. Lohusalık kanı; 3. İstihaze/özür kanı.

Hayız Kanı: Koyu siyah renkli, kötü kokulu, belirli bölgeden, belirli zamanlarda akan kandır.

Hayız, Âdem aleyhisselam’ın kızlarına, Yüce Allah’ın takdir ettiği bir durumdur. Peygamber (s.a.v.) âişe (r.anha)’ya; ‘Kuskusuz bu durum, Allah Teâlâ’nın, Adem’in kızlarına takdiridir…

buyurmuştur. İlk hayız gören Havva aleyhesselam’dır. İbni Abbâs (r.a.) anla tiyor; ‘İlk hayız olan, Cennet’ten indirildikten sonra Havva’dır.

En az veya en fazla olarak, hayız süresinde bir sınırlama yoktur. Bunun ölçüsü hanımların kendi âdetleridir. Çünkü en az ve en fazla hayız süresini açıklayan sahih bir delil Peygamber (s.a.v.)’den nakledilmemiştir.

Şeyhu’l-İslam el-Fetevâ’da (21/623) der ki; ‘İmam Şâfiî ve imam Ahmed gibi âlimler en fazla hayız süresinin 15 gün, en az sürenin de bir gün olduğunu söylemişlerdir. İmam Malik gibi bazı âlimler de hiçbir sınırlamanın olmadığını söylemişlerdir. Bunlar bu konuda ne Peygamber (s.a.v.)’den, ne de sahabelerinden her hangi bir rivayet nakledilmemiştir’ demektedirler. Bu konuda ha nımların kendi âdet günleri esas alınır. Daha önce de söylediğimiz gibi. -Allah en iyi bilendir

Hanefi mezhebine göre, en az hayız süresi üç gün üç gece -72 saat-, ortalama süresi beş gün beş gece, en fazla süresi on gün on gece -240 saattir-

Hayız Kanının Başlaması ve Kesilmesi:

1. Hayız Kanının Başlaması: Hayız görmenin mümkün olduğu zamanda, siyah renkli, koyu ve pis kokulu ilk kanın çık masıyla anlaşılır.

2. Hayız Kanının Kesilmesi: Hayzın bitmesidir. Bu, kanın, sarı ve bulanıklığın kesilmesiyle anlaşılır. Bu iki şekilde gerçekleşir;

a) Kuruluk: Rahime konan hayız bezinin veya petin kuru çıkmasıdır.
b) Beyaz Kireç Gibi Lekesizlik: Hayzın kesilmesiyle birlikte rahimden çıkan beyaz sudur.

Âişe (r.anhâ)’nın mevlâsı/azatlısı anlatıyor; ‘Hanımlar, Mümin lerin annesi Aişe’ye, hayız kanından sarılık bulunan dürülmüş pa muk gönderir ve o halde iken namaz hakkında sorarlardı. Âişe (r.anhâ) onlara; ‘hayız bezinizi kireç gibi lekesiz görünceye ka dar acele etmeyiniz’ derdi. Bu sözüyle hayızdan temizlenmeye kastederdi.255

Hayızdan Temizlendikten Sonra Görülen Sarılığın ve Bulanıklığın Hükmü: Sarılık ve bulanıklık, kadının gördüğü akıntıdır. İrin gibi sarılık

üzerine çıkmıştır. Hayız kanının kesilmesinden veya kuruluktan sonra görülen sarı veya bulanık akıntı hayız sayılmaz. Bu durum da kadın temizlenmiştir, namaz kılabilir, oruç tutabilir ve eşiyle ilişkiye girebilir. Ümmü Atiye (r.anhâ) anlatıyor; ‘(temizlendikten sonraki) bulanıklığı ve sarılığı hayızdan saymazdık.

Hatırlatmalar:

1. Hayızdan kesildiğinde gusletmek için su bulamayan ka din, teyemmüm eder ve eşiyle ilişkide bulunur. Âlimlerin çoğu bu görüştedir.

İmam Ebû Hanîfe’ye göre, âdeti biten kadının, gusül abdesti almadan eşiyle cinsel ilişkide bulunması caizdir.
2. Kanaması, normal adet süresinden daha fazla de vam eden hanım ne yapmalıdır? Örneğin genelde her ay altı gün hayız gören bir hanımın kanaması, yedi, sekiz veya on gün olursa ne yapmalıdır?

Bu haldeki bir hanım için, iki durumdan biri söz konusudur;

a) Hayız kanıyla, diğer kanları ayırt edebilecek durumdadır. Dolayısıyla bu kana bakar. Eğer, rengi, kokusu ve vasfı hayız kanı gibiyse, normal hayız günlerinde olduğu gibi namaz, oruç ve cinsel ilişkiden uzak durur. Çünkü -daha önce de belirtildiği gibi- hayız süresiyle ilgili bir sınırlandırma yoktur. Şayet kanama sının, normal hayız kanından daha farklı olduğunu görürse, gusül abdesti alır ve namaz kılar.

b) Hayız kanıyla, diğer kanları ayırt edemeyecek durumda dır. Bu durum bazı hanımlarda bulunmaktadır. Bu durumdaki hanımlar, temizleninceye kadar, namaz kılamaz, oruç tutamaz ve eşiyle cinsel ilişkide bulunamaz. Çünkü hayzın en fazla süresini sınırlayan bir nas yoktur.

Hanefî mezhebine göre, en fazla hayız süresi on gün on gecedir. On günden fazla devam eden kanamalar ‘özür kanı’ hükmünde dir. Bu durumda özür kanı hükümleri uygulanır.

3. Normal hayız günlerinde, kanama iki gün olup, üçüncü gün kesiliyor, dördüncü günü tekrar başlıyor ve bu şekilde devam ediyorsa ne yapmalıdır?

Doğrusu, bilinen hayız günlerin kanamanın kesilmesi de ha yızdan sayılır. Burada dikkate alınacak husus, temizlik alâmetinin görülmesidir. Temizlik alameti, hanımlar tarafından bilinen ‘kireç gibi lekesizlik’ halidir.
4. Hamile Hanımlar Hayız Olur mu? Bu konuda âlimler iki farklı görüş belirtmişlerdir. Bunlar;

a) âlimlerin çoğunluğu, ‘hamile kadın hayız olmaz’ demişler dir. Bu görüşlerine Ebû Saîd el-Hudrî (r.a.)’ın rivayet ettiği hadisi delil göstermişlerdir.

Ebû Said el-Hudrî (r.a.)’den merfu’ olarak rivayet olunduğuna göre, Rasûlullah (s.a.v.) ‘Evtas esirleri’ hakkında şöyle buyur muştur: ‘Hamile (olarak esir düşen) kadınlarla, doğum yapın caya kadar cinsel ilişkide bulunulmaz. Hamile olmayan kadınla da bir defa hayız görünceye kadar cinsel ilişkide bulunulmaz.

Âlimler, ‘erkeklerin, hayız gören hanımlarla cinsel ilişkide bu lunmamaları, rahimlerinin temizlenmesi içindir. Şayet hamile ha nımlar hayız görseydi, hayızlı kadınla cinsel temastan uzak kalmak nasıl olabilirdi?’ demişlerdir. b) İmam Şâfî’nin de aralarında bulunduğu bazı âlimler ise, ‘hamile hanımlar da, hayız görebilirler’ demişlerdir.

Bu iki görüş arasında isabetli olan, asıl ve ağırlıklı genel ku ral olarak ‘hamile hanımların hayız olmayacakları’ görüşüdür. Fakat istisnaî bir durum olarak, kanaması olan hamile hanımlar, bu kanamaya bakarlar. Eğer hayız kanının rengini, kokusunu ve özelliklerini taşıyorsa; bu kanamayı hayız kanı olarak niteler ve namazı, orucu ve eşiyle ilişkiye girmeyi bırakırlar. Ancak bu hayız, iddet meselesinde hesaba alınmaz. Çünkü Yüce Allah; …hamile hanımların iddeti, yüklerini bırakıncaya kadardır… buyurmuş tur. Hamile hanımlarda görülen kanama, hayız kanından farklılık arz ediyorsa ve hayız görme zamanında değilse, söz konusu ka nama ‘hayız kanı’ sayılmaz ve itibara alınmaz. Bu istihaze/özür kanı hükmündedir.
Hanefi mezhebine göre hamile hanımlarda görülen kanama lar, hangi vasıfta olursa olsun hayız kanı sayılmaz. Bu durumda ‘istihâze kanamaları’ hükümleri uygulanır.

Hayızlı ve Lohusa Hanımlara Haram Olan Durumlar:

1. Namaz Kılmak: Hayızlı ve lohusa hanımların, ister farz, ister nafile olsun namaz kılmalarının haram’ olduğu konusun da âlimler icmâ etmiştir. Namazın onlara ‘farz olmadığı’ ve te mizlendikleri zaman da ‘kaza etmeyecekleri’ konusunda da icmâ etmişlerdir. 266

Ebû Saîd (r.a.) anlatıyor; Peygamber (s.a.v.) buyurdu ki; … hayız olduğu zaman namaz kılmıyor ve oruç tutmuyor, değil mi? İşte bu dininin eksikliğidir…

Muâz (r.a.) anlatıyor; ‘bir kadın âişe (r.anhâ)’ya; ‘herhangi biri miz (hayızdan) temizlendiğinde namazlarını kaza etmeli mi?’ diye sordu. âişe; ‘sen uhrevîlerden268 misin?! Biz Peygamber (s.a.v.)’in yanında hayız olurduk, bizlere bunu (namazları kaza etmemizi) emretmedi’ dedi. Veya o kadına; ‘yapma’ dedi.

Hatırlatmalar:

a) Örneğin ikindi namazından biraz önce hayız kanı gelen bir hanım, öğle namazını kılmamış ise, temizlendiğinde öğle namazı ni kaza etmesi gerekir mi?

İkindi namazından biraz önce hayız kanı gelen bir hanım, öğle namazını kılmamış ise, temizlendiğinde öğle namazını kaza etme si gerekir. Çünkü hayzı başlamadan önce, öğle namazı, vaktin
girmesiyle birlikte kendisine farz olmuştur. Dolayısıyla namazını kılması, kılmamış ise kaza etmesi gerekir. Namaz vakti girdikten sonra bir rekat kılacak kadar vakit geçmiş ve sonrasında hayız olmuş ise, o namazı hayzı bittikten sonra kaza etmesi gerekir. Çünkü Yüce Allah; …Hiç şüphesiz namaz, iman edenlere belirli vakitlere göre farz kılınmıştır.

Hanefî ve Mâlikî mezhebine göre, hayız olunan vakitte, o vaktin farz namazı kılınmamış ise, temizlendikten sonra kazası gerek mez.

b) Meselâ, ikindi namazından biraz önce hayzı biten hanım, gusül abdestini aldığında ikindi vakti girmişse, öğle namazını kıl ması gerekir mi?

Güneş batmadan önce hayız veya lohusalıktan temizlenildi ğinde, o günün öğle ve ikindi namazlarının kılınması gerekir. Aynı şekilde, fecir doğmadan önce temizlenildiğinde de, o gecenin ak şam ve yatsı namazlarının kılınması gerekir. Çünkü özürlü olun duğu durumlarda, ikinci namazın vakti, ilk namazın vaktidir.

Şeyhu’l-İslam, ‘el-Fetâvâ’da (2/434) der ki; …Bu nedenle âlimlerin çoğunluğuna -Mâlikî, Şâfiî ve Hanbelî mezheplerine göre, gündüzün son vaktinde hayızdan temizlenenler, o günün öğle ve ikindi namazlarını birlikte kılar. Gecenin son vaktinde temizlenenler, o gecenin akşam ve yatsı namazlarını birlikte kı lar. Bu, Abdurrahman bin Avf, Ebû Hureyre ve İbni Abbâs’tan (r.anhum) nakledilmiştir. Çünkü özürlü olunduğu durumlarda vakit, iki namaz arasında ortaktır. Bu nedenle gündüzün son vak tinde temizlenenler için, öğle namazının vakti devam etmektedir. Önce öğle namazını sonra ikindi namazını kılması gerekir. Gece nin son vaktinde temizlenenler için, özür halinden dolayı akşam namazının vakti devam etmektedir. Önce akşam namazını, sonra yatsı namazını kılması gerekir…’ -En doğrusunu Allah bilir-.

Hanefi mezhebine göre, güneş batmadan önce hayız veya lo husalıktan temizlenen kadın, sadece temizlendiği vakit namazını kılar.

2. Oruç: Hayız ve lohusalık durumunda oruç tutulmaz. An cak temizlendikten sonra Ramazan orucunun kaza edilmesi gere kir. Bu konuda icmâ edilmiştir.

Âişe (r.anhâ) anlatıyor; ‘her hangi birimiz hayız olduğunda, ona orucu kaza etmesi emredilir ama namazı kaza etmesi emre dilmezdi’

Hatırlatmalar:

a) Sabah namazından önce hayızdan temizlenen ancak gusül abdesti almayan, oruç tutabilir mi?

Sabah namazından önce hayızdan temizlenen bir hanım, oru ca niyet ettiği takdirde, orucu sahih olur. Orucun sahihliği için, namazdan farklı olarak gusül abdesti alması gerekmez. Âlimlerin çoğunluğunun görüşü budur.

b) Güneş batmadan önce hayızdan temizlenen günün kalan kısmı için oruç tutabilir mi?
O günün kalan kısmı için oruç tutması gerekmez. Çünkü gü nün başlangıcında oruçlu değildi. Bir gün kaza etmesi gerekir. Dolayısıyla günün geriye kalan kısmında oruç tutmasına gerek yoktur.

İbni Cerir anlatıyor; Atâ’ya; ‘hayızlı olarak sabahlayan bir hanim, daha sonra gün içerisinde temizlendiğinde, günün kalan kısminda oruç tutar mı?’ diye sordum. ‘Hayır, kaza eder’ dedi.

3. Cinsel İlişkide Bulunmak: Hayızlı hanımların cinsel organlarından, cinsel ilişkiye girmek, İslam âlimlerinin ittifakıyla ‘caiz değildir’. Yüce Allah, …hayızlı iken hanımlara(cinsel) tema si bırakın… âyetiyle, hayızlı kadınlarla cinsel ilişkide bulunma yı ‘haram’ kılmıştır.

Hayızlı hanımlarla ilişki hakkında, Peygamberimiz (s.a.v.) ‘cinsel organların birleşmesi hariç, her şeyi yapabilirsiniz’ buyurmuştur. Şeyhu’l-İslam ‘el-Fetâvâ’da (21/624) der ki; ‘lohusa hanımlar

la cinsel ilişkinin hükmü, hayızlı hanımlarla cinsel ilişkinin hükmü gibidir. İmamların ittifakıyla ‘haramdır’.

Hatırlatmalar:

1. Hayızlı olduğu halde, hanımların cinsel organından temasta bulunmayı helal kabul eden, ‘kâfir ve mürted’ olur. Helâl görme diği halde, hayız gören hanımıyla ilişkiye girenin durumu; eğer hayızlı olduğunu unutarak veya haram olduğunu bilmeyerek, ya da bunu yapmaya zorlanmış/ikrah oluşmuş ise, günah olmadığı gibi, herhangi bir kefaret de gerekmez.

Haram olduğunu bilerek ve kabul ederek, hayızlı olduğu halde hanımıyla cinsel ilişkiye giren büyük günah işlemiş olur. Tövbe etmesi vaciptir.
Bu durumdaki bir kimseye kefaret gerekir mi, sorusuna, âlimlerin çoğunluğu gerekmez, demiştir. Bu görüşe Ahmed bin Hanbel muhaliftir. Ben, ‘bu konudaki delil zayıf olduğu için, isa betli olan görüş, ‘kefaretin gerekmediğidir’ diyorum.

2. Hayızlı hanımla ilişkide, haram olan sadece cinsel organi dır. Cinsel organıyla temasta bulunmamak şartıyla, kişi hanımıyla her şeyi yapabilir. Buna delil Enes (r.a.)’ın rivayet ettiği hadistir. Bu rivayette, …hayızlı iken hanımlara(cinsel) teması bırakın… 278 âyeti nâzil olduğunda Peygamber (s.a.v.) ‘cinsel organların birleş mesi hariç, her şeyi yapabilirsiniz’ buyurmuştur.

Peygamber (s.a.v.)’in hanımlarından bazıları, Peygamber (s.a.v.)’in; ‘hayızlı hanımıyla olmak istediğinde, hanımının cinsel organının üzerini bir elbiseyle örterdi’

Bu görüşü teyit eden en kuvvetli delil, Mesrûk’un rivayet ettiği hadistir. Mesrûk, âişe (r.anhâ)’ya; ‘Sana bir şey hakkında sormak istiyorum, fakat utanıyorum’ der. âişe (r.anhâ); ‘ben senin anne nim, sen de benim oğlumsun’ der. Bunun üzerine Mesrûk; ‘kişi, hayızlı hanımıyla ne yapabilir?’ diye sorar. âişe (r.anhâ); ‘cinsel organına dokunmak hariç her şeyi’ der.

Hiç kuşkusuz âişe (r.anhâ), Peygamber hanımı olması nede niyle, bu konuda insanların en bilgilisidir.

Uyarı:

Bazı âlimler, ‘hayız gören hanımla ilişkide haram olan yerin, sadece cinsel organı değil, göbekle diz kapağı arası olduğunu’ söylemiştir. Bu görüşe ait deliller de vardır. Ancak ilk görüş, tercih edilen görüştür. -Allah en doğrusunu bilendir.
3. Kişinin, hayızdan temizlenmiş ancak, henüz gusül abdesti almamış durumdaki hanımıyla cinsel ilişkiye girmesi helal değildir. Cinsel ilişki ancak gusül abdesti aldıktan sonra helal olur. Nitekim Yüce Allah; …hayızlı iken hanımlara (cinsel) teması bi rakın. Temizlenmelerine kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendik leri zaman, Allah’ın size emrettiği yerden yaklaşın. Hiç kuşkusuz, Allah daima tövbe edenleri sever, temizlenenleri de sever buyurmuştur.

Mücâhid der ki; ‘Hanımların iki türlü temizlenmesi vardır. Bi rinci temizlenme Yüce Allah’ın şu âyetinde ifade edilmiştir; … temizlenmelerine kadar onlara yaklaşmayın…’ yani gusül abdesti aldıkları zamana kadar. Hayızdan temizlenen hanım, gusül ab desti alana kadar eşine helal olmaz. İkincisi, …temizlendikleri zaman, Allah’ın size emrettiği yerden yaklaşın…’ yani hayız kanı nın çıktığı yerden. Allah’ın emrettiği yerden yaklaşmazsanız, tövbe edenlerden ve temizlenenlerden olmazsınız. Alimler ittifakla, *hayzı sona eren hanım, gusül abdesti alana kadar eşi onunla cin sel ilişkiye giremez’ demişlerdir. Buna İbni Hazım muhaliftir.

Ebû Hanîfe’ye göre, âdet bitiminden sonra gusül abdesti alınma dan da cinsel ilişki caizdir. Nitekim âyet-i kerîmedeki temizlenme den kasıt, hayızın bitmesidir. Gusül abdesti alınması değildir.

Soru: Müslüman’ın hanımı ehli kitap ise, gusül abdesti almaya zorlanabilir mi?

Cevap: Müslüman erkekle evli olan ehli kitap hanım, gusül abdesti almak zorundadır. Gusül abdesti almadığı sürece eşi, onunla cinsel ilişki de bulunamaz. Çünkü âyet-i kerîme genel
ifade etmiştir. Müslüman hanımlarla, gayrimüslim arasında fark gözetmemiştir.

4. Tavaf: Hayız halinde tavaf etmek haramdır. Bu konuda icmå vardır. Âişe (r.a.) hac esnasında hayız olduğunda, Peygam ber (s.a.v.); ‘Kâbe’yi tavaf haricinde temizleninceye kadar hacıların yaptığı her şeyi yap’ buyurdu. Bu konuyla ilgili açıklamalar hac konularında’ zikredilecektir.

Hayızlı halde Kâbe’yi tavaf etmek haram olmakla birlikte, tavaf geçerlidir. Ancak bu durumda ceza olarak sığır veya deve kurban etmesi gerekir.

Hayızlı Hanımların Yapmasında Sakınca Olmayan Durumlar:

1. Allah’ı Zikretmek ve Kurân Okumak: Hayızlı ve cünüp hanımların Allah’ı zikretmeleri ve Kurân okumaları caizdir.

Tercih edilen görüş budur. Bu Ebû Hanife’nin görüşüdür. Şafîî ve Hanbelî mezheplerinden meşhur görüş de budur.

Ümmü Atiyye’nin rivayet ettiği hadis de bunu teyit etmektedir. Ümmü Atiyye (r.anhâ) anlatıyor; ‘… bayram günleri (namazgaha) çıkmamız, hatta bekâr kızları da mahfillerinden çıkarmamız emre dildi. Hayızlı olanları dahi çıkarmamız emredildi. Hayızlı olanların insanların en arka safında durmaların da emredildi. En arkada insanların tekbirleriyle birlikte tekbir getiriyor, onların dualarıy la birlikte dua ediyorlardı. Bu günün bereketini ve temizliğini umuyorlardı. Bu hadiste, hayızlı hanımların tekbir getirdikleri ve Allah’ı zikrettikleri belirtilmektedir.
Peygamber (s.a.v.)’in, âişe validemize …hacıların yaptığı her şeyi yap…’ buyurması da bunu teyit etmektedir. Hacıların Allah’ı zikrettiği ve Kurân okuduğu malumdur. Bu nedenle hayızlı olanla rinda, Allah Teâla’yı zikretmeleri ve Kurân okumaları caizdir.

İbni Hazm ‘el-Muhallâ’da (1/77-78) der ki; ‘Kurân okumak, secde âyetlerinde secde etmek, Kurân’a dokunmak, hayırlı amel lerdir, menduptur, yapanlar sevap alır. Her kim bazı hallerde bunların yapılamayacağını iddia ederse, delil getirmekle sorumlu tutulur.

Hanefî, Şâfiî ve Mâlikilere göre, Kurânı Kerîm’e dokunmak ve dokunarak okumak için gusül ve abdest şarttır.

2. Secde âyetini İşittiği Zaman Secde Yapmak: Hayız li hanımların secde âyetlerini işittikleri zaman secde yapmaları na bir mâni yoktur. Tilavet secdesi namaz değildir. Bu nedenle tahåret şart olmaz.

Peygamber (s.a.v.) Necm Suresini okudu ve secde etti. Be raberinde bulunan Müslümanlar, Müşrikler, cinler ve insanlar da onunla birlikte secde ettiler.293 Orada bulunanların tamamının abdestli olduğunu söylemek hakikatten uzak olur. Ayrıca tilâvet secdesi namaz değildir. Dolayısıyla namazın şartları, tilâvet sec desi için aranmaz. Abdurrezzâk’ın ‘Musannef’inde (1/321), Zuhri ve Katâde’nin de böyle söylediği rivayet edilmiştir.

Hayız veya lohusa hanımların secde âyeti okumalan veya işit meleri durumunda ‘secde yapmaları vacip değildir.

3. Kurân’a dokunmak: Her ne kadar âlimlerin çoğu, hayızlı hanımların Kurân’a dokunması caiz değildir, demişlerse de, biz hayızlı hanımların Kurân’a dokunmasını yasaklayan hükmü açık ve sahih bir delil olarak bilmiyoruz. Bu konuda ‘caiz değildir’ di
yenlerin ileri sürdükleri delillerden bu hükmü çıkarmak eksik kal maktadır. Bununla ilgili bazı açıklamaları ‘abdestin farz olmadığı durumlar’ bahsinde yapmıştık. İbni Hazm ‘el-Muhallá’da (1/77), hayızlı hanımların Kurân’a dokunmalarının caiz olduğu görüşünü tercih etmiştir.

Hanefi, Şâfiî ve Mâlikilere göre, Kurânı Kerim’e dokunmak ve dokunarak okumak için gusül ve abdest şarttır.

4. Başını hayızlı hanımının göğsüne koyarak kişinin kurân okuması: Âişe (r.anhâ) anlatıyor; ‘Peygamber (s.a.v.), ben hayızlı iken başını göğsüme dayar ve Kurân okurdu.

5. Bayram Namazlarında Bulunmak: Bayram namazla rinda namazgâhta bulunmanın bir sakıncası yoktur. Bilâkis hayızlı hanımların bayram namazını görmek için namazgâha gitmeleri müstehaptır. Ancak namaza katılmayıp geride durmaları gerekir.

Peygamber (s.a.v.); ‘Genç kızlar, perde arkasında yaşayan ha nimlar ve hayızlı hanımlar, hayra şahit olsunlar, Müminlerin da vetine katılsınlar. Ancak hayızlı hanımlar namazgâhın gerisinde dursunlar’ buyurmuştur.

6. Mescide Girmek: Hayızlı hanımların mescide girmeleri konusunda âlimler farklı görüşler bildirmişlerdir. Her görüşün delillerini zikretmeye bu çalışma imkân vermemektedir. Ancak sonuç olarak şunu söyleyebiliriz; ‘hayızlı hanımların mescide gir melerini yasaklayan sahih açık bir delil bulamadık. Dolayısıyla bir yasaklama bulununcaya kadar asıl olan helal olmasıdır
Hayızlı hanımların mescide girmesini helal görenlerin en kuv vetli delili, Aişe validemizin hayızlı halde olmasına rağmen Mes cidi Haram’a girmesine, Peygamber (s.a.v.) izin vermiş, sadece Kâbe’yi tavaf etmemesini istemişti. Bu hadis daha önceki konu larda birkaç defa zikredilmişti.

Aynı şekilde, Peygamber (s.a.v.) mescitte geceleyen hanımla rın, hayızlı oldukları zamanlarda mescitten ayrılmalarını emretme miştir. Bu konuyla ilgili daha birçok delil bulunmaktadır. Bununla birlikte, bu meseleyle ilgili olarak kişi istihare yapmaya devam etmektedir.

7. Kişinin, Hayızlı Hanımıyla Birlikte Yiyip İçmesi: Âişe (r.anhâ) anlatıyor; ‘Ben hayızlı olduğum halde, bir şey içer sonra Peygamber (s.a.v.)’e verirdim. O da, benim ağzımın değdi ği yerden içerdi. Ben hayızlı olduğum halde, kemiğin etini ısınır, sonra Peygamber (s.a.v.)’e verirdim. O da, benim ağzımın değdiği yerden ısırırdı”‘.

8. Hayızlı Hanımın Eşine Hizmet Etmesi: Eşinin başını yıkaması, saçlarını taraması ve düzeltmesi gibi hizmetlerinde bulunabilir.

Âişe (r.anhâ) anlatıyor; ‘Ben hayızlı iken, Rasûlullah (s.a.v.)’in saçlarını tarardım.

9. Hayızlı Hanımın Eşiyle Birlikte Aynı Pike Altında Uyuması: Ümmü Seleme (r.anhâ) anlatıyor; ‘ben, Peygamber (s.a.v.) ile birlikte kadife bir pike altında yatarken, hayız oldum. Sessizce kalktım ve hayız elbisemi giydim. Bana; ‘hayız mı, ol dun?’ dedi. Ben; ‘evet’ dedim. Bunun üzerine beni yanına çağırdı

ve aynı pikenin altında onunla birlikte yattım 300 İmam Nevevi, ‘Müslim Şerh’inde (1/594); Bu hadisten, ki şinin hayızlı hanımıyla birlikte, tek örtü altında yatmasının caiz olduğu anlaşılmaktadır’ der.

LOHUSALIK KANI

Lohusalık: Doğum nedeniyle görülen kanamalardır.

1. Lohusalık süresi: Lohusalığın en az süresinde bir sınır yoktur. Lohusa hanım, temizlendiğini gördüğü zaman, -bu kırk günden daha az bir süre içerisinde olsa dahi- gusül abdesti alır, namazını kılar ve eşiyle cinsel ilişkide bulunabilir. Alimler bu konuda icmâ etmişlerdir.

Lohusalığın en fazla süresi kırk gündür. Kanaması devam etti ği takdirde, loğusa hanımın beklemesi gereken en fazla süre kırk gündür. Âlimlerin çoğunluğu, loğusalık süresinin en fazla kırk gün olduğu görüşündedir. Kırk gün sonrasında, kanaması sürse dahi, gusül abdesti alıp, namaz kılmalıdır. Buna Ümmü Seleme’nin ri vayet ettiği hadisi delil göstermişlerdir. Ümmü Seleme (r.anhâ) anlatıyor; ‘Rasûlullah (s.a.v.) zamanında loğusa hanımlar, doğum dan sonra kırk gün kırk gece otururlardı. ‘

2. Haram, helâl, mekruh ve mendup olan durumların tamamında loğusa hanımların, hayızlı hanımlar gibi oldukları konusunda âlimler icmâ etmiştir.

3. Lohusalık iddet bekleme konusunda, hayız’dan farklıdır: Hayız sonrası iddet sona ermez. Ancak doğum sonrası loğusalığın tamamlanmasıyla birlikte iddet sona erer.

İSTİHÂZE KANI

İstihâze/Özür Kanı: Hayız ve loğusalık zamanları dışında veya hayız ve loğusalık sonrasında görülen kanamalardır. Bu ka namalar, hanımların yaratılışları gereği normal kanamalar değil dir. Bir hastalık veya yapısal bozukluk sebebiyle gelen kanamalardır. Kırmızı renkte akan, iyileşmediği sürece kanaması devam eden bir damardır.

İstihâzenin Hükmü: Hanımlar bu durumda ‘temizlenmiş’ kabul edilir. Bu kanamalar namaz ve oruca engel değildir. Bu ko nuda âlimler icmâ etmiştir.

İstihâze Süresi: Bu kanamalar, hayız veya loğusalık dönemlerinin dışında, hayız ve loğusalığın hemen akabinde olmamış ise, bir sorun yoktur.

Ancak bu kanamaların başlaması, hayız döneminin hemen akabinde veya onunla birlikte olmuş ise, ne yapılması gerekir?

Bu durumda dört ihtimal vardır;

1. Bu durumdaki hanım, normal hayız süresini biliyor ise, ha yız süresini dikkate alır, süresi dolduğunda gusül abdestini alarak namazını kılar. Hayız süresinin üzerindeki kanamaları ise, istihâze/ özür kanı kabul eder.

Âişe (r.anha) anlatıyor; Ümmü Habîbe (r.anhâ), Rasûlullah (s.a.v.)’e (istihâze) kanı hakkında sordu. Âişe (r.anhâ) der ki; onun leğenini kanla dolu halde gördüm’. Rasûlullah (s.a.v.); ‘hayzın nedeniyle beklediğin süre kadar bekle. Daha sonra gusül abdesti al ve namaz kıl’

2. Bu durumdaki hanım, normal hayız süresini bilmiyor, ancak hayız kanıyla istihâze kanını birbirinden ayırt edebiliyor ise; kanamasına bakar hayız kanı ise, namaz kılmaz. Hayız kanı sona erdiğinde ise gusül abdesti alır ve namaz kılar.

Hanefi mezhebine göre, bu durumda hayız süresi on günü aş mamalıdır. Aşması halinde kanaması nitelik olarak hayız kanına benzese dahi ‘özür kanı’ hükümlerine tabi olur.
Âişe (r.anhâ) anlatıyor; Fatıma bint. Ebî Hubeyş, Peygamber (s.a.v.)’e geldi ve; ‘ben istihâze kanaması olan bir hanımım ve temizlenemiyorum; namazı bırakayım mı?’ diye sordu. Peygam ber (s.a.v.); ‘Hayır, bu bir damardır. Hayız kanı değildir. Hayzın başladığı zaman namaz kılmayı bırak. Hayzın bittiği zaman da, kanı yıka, gusül abdesti al ve namaz kıl’307

3. İlk defa hayız olan ve istihâze olarak kanaması devam eden bir hanım, bu durumda hayız kanını, istihâze kanından ayırt ede mez. Dolayısıyla hanımların genelinde görülen ortalama hayız sü resini308 esas alır. Çevresindeki hanımların hayız süresi, eğer ayda 6 veya 7 gün ise, kendisi de hayzının başladığı günden itibaren 6 veya 7 gün olarak hayzını takdir eder. O süre dolduğunda gusül abdesti alır. Sonrasında devam eden kanamaları ise, istiháze/özür kanı olarak değerlendirir.

Peygamber (s.a.v.)’in, Hamne bint Cahş (r.anhâ)’ya şöyle bu yurduğu rivayet edilmiştir; … (kanamanın sürekli olması) ancak şeytanın darbelerinden bir darbedir309. Hayız süreni 6 veya 7 gün olarak (takdir et ve) Allah’ın ilmine bırak. Sonra gusül abdesti al. Temizlendiğine kanaat getirdiğinde, 24 gece veya 23 gün namaz kıl ve oruç tut. Kuşkusuz bu süre senin için yeterlidir. Hanımların normal hayız sürelerinde, hayız olup, temizlendikleri gibi sen de, her ay aynı şekilde hareket et’
4. Daha önceki hayız süresini ve miktarını hatırlamıyor ve ha yız kanını, istihâze kanından ayırt edemiyor ise; âlimler bu ko nuda farklı görüşler belirtmişlerdir. Bu görüşler arasında en isa betlisi, ‘ilk defa hayız olan ve hayız kanıyla istihâze kanını ayırt edemeyen hanımın hükmü gibi’ diyen görüştür. Bu hüküm 3’ncü sırada açıklandı. -Allah en iyi bilendir-..

Hanefi mezhebine göre bu durumdaki bir kadın, ihtiyatlı olanı tercih etmelidir. Hayız süresini ihtiyatlı davranarak tespit ettik ten sonra, o süreyi aşan günlerde ‘istihaze kanamaları hükmüne göre amel eder.

İstihâze/Özür Kanaması Olan Hanımlara Ait

Hükümler:

1. İstihâze kanaması olan hanımlar, temizlenmiş hanımlar hükmündedir. Hayızlı hanımlara haram olanlar, istihâze kanama si olan hanımlara haram değildir.

2. İstihaze kanaması olan hanımlar, oruç tutabilir, namaz kıla bilir, Kurân’a dokunabilir ve onu okuyabilir, tilâvet ve şükür sec desi yapabilir. Temizlenmiş hanımların yaptığı her şeyi yapabilir. Temizlenmiş hanımlar gibi olduğu konusunda icmâ edilmiştir.

3. İstihâze kanaması olan hanımların, her namaz vakti için yeniden abdest almaları şart değildir. Çünkü bu konudaki riva yetler zayıftır. Dolayısıyla temizlenmiş hanımlar gibi abdesti bo zulmadığı sürece, bir abdestle dilediği kadar namaz kılabilir. An cak Âişe (r.anhâ)’nın hadisinden dolayı, faziletli ve evlâ olan her namaz için abdest veya gusül almasıdır. Âişe (r.anha) anlatıyor; Ümmü Habibe yedi yıl istihâze kanaması geçirdi. Bu durumu nu Rasûlullah (s.a.v.)’e sorduğunda, ona ‘gusül abdesti’ almasını emretti ve; ‘bu bir damardır’ buyurdu. Bu nedenle Ümmü Habibe her namaz için gusül abdesti alırdı
4. İstihâze kanaması olan hanım, hayız zamanının dışında ka naması devam etmesine rağmen eşiyle cinsel ilişkide bulunabilir. Âlimlerin çoğunun görüşü budur.

5. İstihâze kanaması olan hanımın mescitte itikâfa girmesi ca izdir. Âişe (r.anhâ) anlatıyor; ‘Rasûlullah (s.a.v.)’in hanımlarından bir hanımla birlikte itikafa girdim. O hanım, kan ve sarı lekeler görüyor ve leğen altında olduğu halde namaz kılıyordu’

İmam Nevevi, Müslim Şerh’inde (1/631), istihâze kanaması olan hanımların itikâfa girebileceği konusunda, temiz hanımlar gibi olduklarına dair icmâ olduğunu nakletmiştir.

BENZER KONULAR:

Leave an answer

Leave an answer

Captcha Captcha'yı güncellemek için resme tıklayın.