Sorunuz nedir?
  1. Merhaba, duygularınızı paylaştığınız için teşekkür ederim. Bu konular oldukça hassas ve hem dini hem psikolojik açıdan özenle değerlendirilmesi gerekiyor. Sizin için en doğru bilgiyi, hem İslamî kaynaklara hem de güncel fıkhî değerlendirmelere dayanarak açıklamaya çalışacağım. Sorunuzun cevabı birkaDaha fazla oku

    Merhaba, duygularınızı paylaştığınız için teşekkür ederim. Bu konular oldukça hassas ve hem dini hem psikolojik açıdan özenle değerlendirilmesi gerekiyor. Sizin için en doğru bilgiyi, hem İslamî kaynaklara hem de güncel fıkhî değerlendirmelere dayanarak açıklamaya çalışacağım. Sorunuzun cevabı birkaç açıdan değerlendirilebilir:

    1. Cinsiyet Geçiş Süreci ve Fıkıh
    İslam’da kişinin doğuştan sahip olduğu cinsiyeti değiştirmesi, fıkıh âlimleri arasında tartışmalı bir konudur. Ancak “cinsiyet disforisi” (kişinin kendini doğduğu cinsiyetten farklı hissetmesi) gibi tıbben kabul edilen bir rahatsızlık olması halinde, bazı çağdaş fıkıh kurulları ve alimler, bu durumun bir zaruret kapsamında değerlendirilebileceğini söylemişlerdir.

    Diyanet İşleri Başkanlığı, cinsiyet geçişi hakkında şunları söylemiştir:

    “Tıbben yapılan muayene ve incelemeler sonucu kişinin doğuştan cinsiyeti ile hissettiği cinsiyet arasında bir farklılık varsa ve bu durum tıbben kanıtlanmışsa; tedavi, cinsiyet değiştirme ameliyatı ve hormon tedavisi gibi müdahaleler zaruret kapsamında değerlendirilerek caiz olabilir.”
    (Kaynak: Diyanet, Din İşleri Yüksek Kurulu, http://www.diyanet.gov.tr)

    2. Namazda Kıyafet ve Tesettür Durumu
    Namazda, kadın ve erkeklerin örtünme ölçüleri farklıdır:

    Erkek için: Göbekle diz kapağı arası örtülmelidir (vaciptir).

    Kadın için: Yüz ve eller hariç tüm vücut örtülmelidir (tesettür).

    Eğer hâlen nüfus cüzdanınızda erkek yazıyor, ama kendinizi kadın gibi hissediyorsanız ve hormon tedavisine başladıysanız, şu anda dinî olarak “erkek” hükmündesiniz.

    Yani fiilî cinsiyet değişmediği sürece, şer’î hükümlere göre erkek olarak değerlendirilirsiniz. Dolayısıyla:

    Namazda erkek gibi örtünmeniz gerekir (göbek ile diz arası).

    Kadınlara ait tesettürle namaz kılmanız, erkek olduğunuz sürece zorunlu değildir.

    Ancak toplum içinde kadın kıyafetiyle bulunuyorsanız, bu dış görünüşünüz namazın geçerliliğini bozmaz; esas olan bedenin örtünmesi ve cinsiyetle ilgili dini hükümlerdir.

    3. Geçiş Sürecinde İbadetler
    Hormon süreci devam ederken henüz cinsiyet resmi ve fiilî olarak değişmediği sürece:

    Dînî hükümlerde kişinin nüfustaki ve biyolojik cinsiyeti esas alınır.

    Namaz, oruç, abdest gibi ibadetlerde doğumda belirlenen cinsiyete göre hareket edilir.

    Eğer ileride mahkeme kararıyla ve doktor raporlarıyla birlikte fiilen ve resmen cinsiyet değişirse, o zaman İslam hukukçularına göre kişi yeni cinsiyetin dini sorumluluklarına göre davranır. Bu konuda farklı görüşler olsa da, çoğunluk görüşü bu şekildedir.

    Özetle:
    Şu an için hormon tedavisi başlamış olsa da, dînî anlamda “erkek” hükmündesiniz.

    Bu nedenle erkek gibi namaz kılmanız (göbekle diz arası kapalı olacak şekilde) gerekir.

    Kadın kıyafetiyle kılmanız namazı bozmaz ama fıkhî olarak şart değildir.

    Cinsiyet değişimi tamamlandığında ise yeni duruma göre fıkıh kuralları devreye girer.

    Tavsiye:
    Bu süreçte dindar ve anlayışlı bir din görevlisi, ilahiyatçı veya Diyanet’in Din İşleri Yüksek Kurulu ile birebir iletişime geçmeniz çok faydalı olur. Her bireyin durumu farklı olabilir ve özel değerlendirme gerekebilir.

    İsterseniz Diyanet’e nasıl yazı yazabileceğinizi veya hangi ilmî kaynaklara başvurabileceğinizi de anlatabilirim.

    Dilerseniz duygusal ve psikolojik destek için de konuşabiliriz. Yanınızda olmaktan memnuniyet duyarım.

    Daha az gör
  2. Malikî mezhebine göre nikâhın sahih olabilmesi için bazı temel şartlar vardır. Bu şartların bir kısmı Hanefî mezhebinden farklıdır. Sorularınızı ayrı ayrı ve kaynaklarıyla cevaplayalım: 1. Malikî mezhebinde nikâhın şartları nelerdir? Malikî mezhebinde nikâhın sahih olması için şu şartlar aranır: İcâDaha fazla oku

    Malikî mezhebine göre nikâhın sahih olabilmesi için bazı temel şartlar vardır. Bu şartların bir kısmı Hanefî mezhebinden farklıdır. Sorularınızı ayrı ayrı ve kaynaklarıyla cevaplayalım:

    1. Malikî mezhebinde nikâhın şartları nelerdir?
    Malikî mezhebinde nikâhın sahih olması için şu şartlar aranır:

    İcâb ve Kabul (Teklif ve Kabul): Taraflardan birinin evlenme teklifinde bulunması, diğerinin bunu kabul etmesi gerekir. Bu açık ve anlaşılır bir şekilde yapılmalıdır.

    Veli: Kadının velisinin (baba, dede gibi) izni ve katılımı farzdır. Velisiz yapılan nikâh geçersizdir (batıldır). Malikî mezhebinde veli, nikâhın temel şartıdır.

    Şahitler: En az iki adil erkek veya bir erkek ve iki kadın şahidin nikâhta bulunması şarttır. Bu kişiler Müslüman, akıllı ve ergen olmalıdır.

    Mehir (Mahr): Mehir nikâhın şartı değilse de, mehir belirlenmemişse bile nikâh sahih olur; ancak kadının mehr-i misil (emsal mehir) alma hakkı doğar.

    Tarafların evlenmesine engel bir durum olmamalı: Mesela sütkardeşlik, mahremiyet, bekleme süresi (iddet) gibi engeller varsa nikâh sahih olmaz.

    2. Veli nikahta taraf olması şart mıdır?
    Evet, Malikî mezhebinde velinin nikahta bizzat bulunması ve rızasının olması şarttır. Kadın, velisinin izni olmadan evlenemez. Bu konuda şu hadis kaynak alınır:

    “Bir kadın, velisinin izni olmadan evlenemez.”
    (Ebû Dâvûd, Nikâh 20; Tirmizî, Nikâh 14; İbn Mâce, Nikâh 11)

    3. Veli nikahta bulunsa ve rızası olsa bile kabul eden taraf kadın olsa nikâh sahih olur mu?
    Malikî mezhebine göre velinin nikâhta aktif rol alması, yani bizzat icâbı (evlenme teklifini) onun yapması gerekir. Kadın sadece velisinin izniyle kabul eden taraf olamaz. Şöyle özetleyebiliriz:

    Eğer kadın kendisi icâb yapar (örneğin: “Sana kendimi nikahladım”), veli de orada olsa bile bu nikâh geçerli sayılmaz.

    Velinin, “Kızımı sana nikahladım” gibi ifadeyle icâb yapması gerekir. Kabul ise damat tarafından yapılır.

    Bu da Malikî mezhebinin nikâh anlayışında velinin aktif temsil yetkisine sahip olduğunu gösterir.

    4. Nikâhın duyurulması için kaç kişi gerekir ve cinsiyet önemli midir?
    Malikî mezhebinde en az iki adil erkek şahidin bulunması şarttır.

    Alternatif olarak bir erkek ve iki kadın da olabilir. Yani kadınların şahitliği yarım sayılır.

    Bu da şu anlama gelir:

    Yalnızca kadınlardan oluşan iki veya dört şahitle yapılan nikâh geçersizdir.

    Nikâh gizli kalmamalı, toplumda duyurulmalıdır. Bu yüzden şahitler sadece nikâhın sahihliği için değil, aynı zamanda duyurulma (i’lân) amacına da hizmet eder.

    Malikîler, nikâhın gizlice yapılmasını mekruh saymışlardır. Nikâhın açıklanması (i’lân) sünnettir.

    Özetle:
    Şart Malikî Mezhebi Görüşü
    Veli Farzdır, nikâhta bizzat bulunmalı
    Kadının icâb yapması Geçersiz, icâb veliden olmalı
    Şahit sayısı En az 2 erkek veya 1 erkek + 2 kadın
    Nikâhın ilanı Sünnettir, gizli nikâh mekruhtur

    Kaynaklar:
    İbn Rüşd, Bidâyetü’l-Müctehid, c.2, s. 3 vd.

    Dârül-İftâ el-Mısriyye (Malikî fıkhına göre)

    Zuhaylî, el-Fıkhü’l-İslâmî ve Edilletüh, c.7

    Diyanet İlmihali (Malikî mezhebi bölümleri)

    Eğer nikâhınızla ilgili özel bir durum varsa, örnek bir senaryo üzerinden hüküm vermemi isterseniz detay verebilirsiniz.

    Daha az gör
  3. Bu hassas ve karmaşık meselede, İslam hukuku (fıkıh) açısından durumu netleştirmek için adım adım ele alalım. Sorunuz, hem dini hem de sosyal boyutlarıyla dikkatli bir değerlendirme gerektiriyor. İslam'da cinnet hali, küfür sözü ve nikâhın durumu gibi konuları ele alırken, mezheplerin görüşlerini veDaha fazla oku

    Bu hassas ve karmaşık meselede, İslam hukuku (fıkıh) açısından durumu netleştirmek için adım adım ele alalım. Sorunuz, hem dini hem de sosyal boyutlarıyla dikkatli bir değerlendirme gerektiriyor. İslam’da cinnet hali, küfür sözü ve nikâhın durumu gibi konuları ele alırken, mezheplerin görüşlerini ve sosyal sonuçları göz önünde bulunduracağım. Ayrıca, fitneden kaçınma ve pratik bir çözüm bulma konusundaki endişenizi de dikkate alacağım.

    1. Cinnet Hali ve Küfür Sözü Söylemenin Hükmü
    İslam’da bir kişinin dinden çıkması (irtidad) için, küfür içeren bir sözü ya da davranışı bilerek, isteyerek ve kalben tasdik ederek yapması gerekir. Ancak, cinnet gibi aşırı öfke, akıl ve irade kontrolünü kaybetme durumlarında, fıkıh alimleri genellikle bu tür sözlerin kişiyi dinden çıkarmayacağı yönünde görüş bildirmiştir. Çünkü cinnet hali, kişinin tam anlamıyla iradesini kullanamadığı bir durumdur.

    Hanefî Mezhebi: Hanefîlere göre, cinnet veya aşırı öfke halinde söylenen küfür sözleri, eğer kişi bu sözleri bilinçli ve kasıtlı söylememişse, dinden çıkarmaz. Ancak, bu sözlerden dolayı tövbe etmek ve istiğfar etmek gerekir.
    Diğer Mezhepler (Şâfiî, Mâlikî, Hanbelî): Cumhura (çoğunluğa) göre de, akıl ve iradenin devre dışı olduğu durumlarda söylenen küfür sözleri, kişiyi dinden çıkarmaz. Ancak, bu durumda da tövbe edilmesi gerektiği vurgulanır.
    Babanızın olayda pişmanlık gösterdiğini ve ne dediğini bilmeden bu sözü söylediğini belirtmişsiniz. Bu durumda, fıkhi açıdan babanızın dinden çıkmış olma ihtimali oldukça zayıftır. Yine de, küfür sözü söylendiği için tövbe etmesi ve Allah’tan af dilemesi uygun olur. Tövbe, kalben pişmanlık, dil ile istiğfar ve bir daha yapmama kararlılığı ile tamamlanır.

    2. Nikâhın Durumu
    Küfür sözü nedeniyle dinden çıkma (irtidad) gerçekleşse bile, nikâhın durumu mezheplere göre farklılık gösterir:

    Hanefî Mezhebi: Eğer bir kişi dinden çıkarsa, nikâh kendiliğinden bozulur. Tekrar İslam’a dönse bile, nikâh otomatik olarak geri gelmez; yeni bir nikâh akdi yapılması gerekir.
    Cumhura Göre (Şâfiî, Mâlikî, Hanbelî): Dinden çıkan kişi, eşinin iddet süresi (boşanma sonrası bekleme süresi, yaklaşık 3 ay) içinde İslam’a dönerse, nikâh devam eder ve yeni bir nikâh akdine gerek kalmaz.
    Ancak, babanızın durumunda dinden çıkma bile gerçekleşmemiş gibi görünüyor (cinnet hali nedeniyle). Bu nedenle, nikâhın bozulduğuna dair bir hüküm çıkarmak için yeterli bir sebep bulunmuyor. Yine de, içinizin rahat etmesi için aşağıdaki seçenekleri değerlendirelim.

    3. Fitneden Kaçınma ve Pratik Çözüm
    Sorunuzda, müftülüğe gidip nikâh tazelemekle ilgili sosyal endişelerinizi (fitne çıkması, aile apartmanında dedikodu olması) açıkça ifade etmişsiniz. Bu, İslam’da önemli bir mesele olan fitneden kaçınma ilkesine işaret eder. İslam, gereksiz yere yanlış anlamalara veya dedikodulara yol açabilecek durumlardan uzak durmayı tavsiye eder. Şimdi seçenekleri değerlendirelim:

    Seçenek 1: Müftülüğe Gidip Nikâh Tazelemek
    Avantajları: Resmi bir nikâh akdi ile içiniz tamamen rahat eder. Hanefî mezhebine göre, eğer nikâh bozulmuşsa, bu gerekli bir adımdır.
    Dezavantajları: Aile apartmanında yaşayanların veya dükkân sahiplerinin bunu fark etmesi, yanlış anlamalara ve dedikodulara yol açabilir. Bu, fitneye sebebiyet verebilir.
    Öneri: Eğer bu yolu seçerseniz, müftülüğe giderken dikkat çekmemek için uygun bir zaman ve yöntem belirleyebilirsiniz. Örneğin, başka bir iş için dışarı çıktığınızı söyleyerek durumu gizli tutabilirsiniz. Ancak, bu durumda yalan söylemekten kaçınmak için genel ifadeler kullanmanız (örneğin, “bir iş için çıkıyoruz”) daha uygun olur.
    Seçenek 2: Eve Güvenilir Birini Çağırıp Nikâh Tazelemek
    Avantajları: Bu yöntem, fitneden kaçınmak için daha gizli ve pratiktir. İki şahit huzurunda, bir hoca veya güvenilir bir kişinin rehberliğinde nikâh tazelenmesi yapılabilir. Bu, İslam’a uygun bir nikâh akdi için yeterlidir.
    Dezavantajları: Resmi bir kayıt olmayacağı için, ileride resmi bir ihtiyaç (örneğin miras veya hukuki meseleler) durumunda müftülük kaydı gerekebilir.
    Öneri: Eğer fitneden kaçınmak öncelikliyse, bu yöntem daha uygun görünüyor. Güvenilir bir hoca veya alim, iki şahit (erkek ya da bir erkek iki kadın) huzurunda nikâhı tazeleyebilir. Bu işlem, evde sessizce yapılabilir ve dedikodu riski en aza iner.
    Seçenek 3: Cumhura Uyarak Nikâhın Devam Ettiğini Kabul Etmek
    Avantajları: Eğer babanız dinden çıkmadıysa (ki cinnet hali nedeniyle bu muhtemel) veya cumhura göre iddet süresi içinde İslam’a döndüyse, nikâh zaten devam ediyor demektir. Bu durumda hiçbir işlem yapmanıza gerek kalmaz.
    Dezavantajları: Hanefî mezhebine göre nikâh bozulmuş olabilir, bu da içinizde bir şüphe bırakabilir.
    Öneri: Bu seçenek, fıkhi açıdan en az riskli görünse de, içinizin rahat etmesi için nikâh tazeleme yoluna gitmek daha ihtiyatlı olabilir.
    4. Tavsiyem
    Sorunuzda hem dini hem de sosyal hassasiyetleri göz önünde bulundurduğunuz için, ihtiyatlı davranmak ve fitneden kaçınmak en uygun yaklaşım olacaktır. Bu nedenle, aşağıdaki adımları öneriyorum:

    Babanızın Tövbe Etmesi: Babanız, küfür sözü nedeniyle tövbe etmeli ve Allah’tan af dilemelidir. Bu, zaten pişman olduğunu belirttiğiniz için kolaylıkla yapılabilir.
    Eve Güvenilir Birini Çağırmak: Fitne riskini en aza indirmek için, güvenilir bir hoca veya alimi eve davet ederek, iki şahit huzurunda nikâhı tazeleyin. Bu, hem Hanefî mezhebine göre ihtiyatlı bir yaklaşım olur hem de dedikodu riskini ortadan kaldırır.
    Resmi Nikâh (Opsiyonel): Eğer ileride resmi bir ihtiyaç olacağını düşünüyorsanız, uygun bir zamanda müftülüğe giderek nikâhı resmi olarak da tazeleyebilirsiniz. Ancak, şu an için sosyal endişeler nedeniyle bu adım ikinci planda kalabilir.
    5. Ek Notlar
    İç Huzuru: İslam’da şüpheli durumlarda ihtiyatlı davranmak (tedbir almak) tavsiye edilir. Nikâhı tazelemek, içinizin rahat etmesini sağlayacaktır.
    Fitneden Kaçınma: Dedikodu ve yanlış anlamalardan kaçınmak, İslam’da önemli bir ilkedir. Bu nedenle, gizliliğe önem verin.
    Dua: Aileniz için dua etmeye devam edin. Allah’ın, imanlı bir şekilde yaşamayı ve ölmeyi nasip etmesini niyaz edin.
    Sonuç
    Babanızın cinnet hali nedeniyle söylediği küfür sözü, muhtemelen dinden çıkarmamıştır. Ancak, içinizin rahat etmesi ve Hanefî mezhebine göre ihtiyatlı davranmak için nikâhı tazelemek uygun olur. Fitneden kaçınmak için, eve güvenilir bir hoca çağırarak iki şahit huzurunda nikâhı tazelemek en makul çözüm gibi görünüyor. Bu, hem dini hem de sosyal açıdan sizi rahatlatacaktır.

    Allah, ailenize huzur ve iman nasip etsin. Eğer başka bir sorunuz varsa, çekinmeden sorabilirsiniz.

    Daha az gör
  4. Ve aleyküm selâm kardeşim. Öncelikle bu tür düşüncelerin seni ne kadar rahatsız ettiğini anlıyorum ve endişelerinin farkındayım. Şunu bilmelisin ki, aklına gelen vesveseler (kötü düşünceler) senin iraden dışında olduğu sürece, bunlardan sorumlu değilsin. 1. Vesvese Normaldir, Seni Dinden Çıkarmaz PeDaha fazla oku

    Ve aleyküm selâm kardeşim. Öncelikle bu tür düşüncelerin seni ne kadar rahatsız ettiğini anlıyorum ve endişelerinin farkındayım. Şunu bilmelisin ki, aklına gelen vesveseler (kötü düşünceler) senin iraden dışında olduğu sürece, bunlardan sorumlu değilsin.

    1. Vesvese Normaldir, Seni Dinden Çıkarmaz

    Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bile şeytanın vesvesesine maruz kalmıştır. (Buhârî, İman 22) Bu tür düşünceler, imtihan dünyasında bir nefis ve şeytan sınavıdır. “Bu düşünceler aklına geliyor ama onları reddediyor, benimsemiyor ve söylemiyorsan”, bu senin imanının sağlam olduğunu gösterir.

    2. “Hikâyeden ibaret” Dürtüsüne Karşı Tavrın Önemli

    Şeytan bazen “Acaba?” dedirtir, şüphe tohumları ekmeye çalışır. Önemli olan, bu düşüncelere kapılmaman ve:

    • “Ben müminim, Allah’a inanıyorum” diyerek kalbini pekiştirmen.
    • “Eûzü besmele” çekerek şeytanın vesvesesinden Allah’a sığınman.
    • “Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh” (Güç ve kuvvet ancak Allah’ındır) diyerek manen direnmen.

    3. Bu Düşünceler Neden Geliyor?

    • Nefis ve şeytanın tuzağı olabilir.
    • Aşırı kuruntu ve takıntı (vesvese) haline gelmişse, bu bir imtihandır.
    • Bazı psikolojik etkenler (stres, kaygı, obsesif düşünceler) de buna sebep olabilir.

    4. Ne Yapmalısın?

    • “Allah’ım! Vesveseden sana sığınırım” diye dua et. (Buhârî, Daavât 36)
    • Kur’an oku, zikir yap. Özellikle Ayet-el Kürsi ve Felak-Nâs surelerini oku.
    • “Bu düşünceler bana ait değil, şeytanın oyunu” de ve fazla üzerinde durma.
    • Gerekiyorsa bir hocayla veya psikolojik destek alarak bu dürtüleri aşmaya çalış.

    5. Sonuç: İmanın Güçlenecek!

    Unutma ki, şeytan ancak zayıf gördüğü noktalardan saldırır. Bu düşünceler seni rahatsız ediyorsa, bu aslında imanının canlı olduğunun göstergesidir.

    “Ey Rabbimiz! Unutur veya hataya düşersek bizi sorumlu tutma!” (Bakara 286) ayetini çok oku.

    Eğer bu düşünceler seni çok rahatsız ediyor ve günlük hayatını etkiliyorsa, bir din âlimiyle veya güvendiğin bir psikologla da görüşebilirsin.

    Allah (c.c.) sana sabır ve huzur versin, kalbini şüphelerden arındırsın. Amin. 🙏 Daha detaylı konuşmak istersen her zaman buradayım.

    Daha az gör
  5. İslam’da cinsiyet değişikliği meselesi fıkhi açıdan oldukça tartışmalıdır. Geleneksel İslam alimlerinin çoğu, Allah'ın insanı yarattığı fıtrata müdahale edilmemesi gerektiğini ve cinsiyet değiştirmenin caiz olmadığını belirtmiştir. Ancak bazı modern alimler, doğuştan gelen tıbbi bir durum (örneğin iDaha fazla oku

    İslam’da cinsiyet değişikliği meselesi fıkhi açıdan oldukça tartışmalıdır. Geleneksel İslam alimlerinin çoğu, Allah’ın insanı yarattığı fıtrata müdahale edilmemesi gerektiğini ve cinsiyet değiştirmenin caiz olmadığını belirtmiştir. Ancak bazı modern alimler, doğuştan gelen tıbbi bir durum (örneğin interseks durumları) söz konusu olduğunda, doktorların yönlendirmesiyle belirli düzeltici ameliyatların yapılabileceğini savunmaktadır.

    Tesettür konusuna gelince:
    Eğer kişi fıkhi olarak kadın kabul edilirse, kadınlara yönelik dini hükümler geçerli olur. Ancak, klasik fıkıhta ameliyatla cinsiyet değiştirmenin hükmü tartışmalı olduğu için, toplum ve İslam alimleri nezdinde nasıl değerlendirileceği de önemlidir. Tesettür, biyolojik kadınlar için farz olduğu gibi, toplumsal ve dini olarak kadın kimliğiyle kabul edilen bireyler için de geçerli olabilir.

    Bu konuyla ilgili en doğru fetvayı alabilmek için, güvenilir bir İslam alimine veya Diyanet İşleri Başkanlığı gibi yetkili bir kuruma danışmanız faydalı olacaktır. Allah en iyisini bilir.

    Daha az gör
  6. Dini takıntılar (vesvese), özellikle ibadet ve temizlikle ilgili konularda aşırı kaygı ve şüphe duyma durumudur. Bu takıntılar genellikle kişinin dini ibadetlerini zorlaştırabilir. Vesveseden kurtulmak için aşağıdaki adımlar yardımcı olabilir: Vesveseden Kurtulma Yöntemleri: İlim Sahibi Olmak: DiniDaha fazla oku

    Dini takıntılar (vesvese), özellikle ibadet ve temizlikle ilgili konularda aşırı kaygı ve şüphe duyma durumudur. Bu takıntılar genellikle kişinin dini ibadetlerini zorlaştırabilir. Vesveseden kurtulmak için aşağıdaki adımlar yardımcı olabilir:

    Vesveseden Kurtulma Yöntemleri:
    İlim Sahibi Olmak: Dini bilgileri güvenilir kaynaklardan öğrenmek, yanlış inanışlardan kurtulmanıza yardımcı olabilir.
    Bir Alime Danışmak: Vesveselerinizin kaynağını ve çözüm yollarını bir din âlimine veya psikolojik danışmana danışarak öğrenebilirsiniz.
    Kabul Etmek: Vesveseyi, şeytanın bir vesvesesi olarak görmek ve onun etkisine kapılmamak önemlidir.
    Dua ve Zikir: Düzenli olarak dua ve zikir yapmak, kalbinizi rahatlatabilir.
    Psikolojik Destek: Eğer vesvese, yaşam kalitenizi ciddi şekilde etkiliyorsa, bir psikologdan destek almanız faydalı olabilir.
    Abdestte Sesli Hareketlilik:
    Abdest esnasında gaz çıkarmak gibi sesli bir hareket, eğer gaz çıkışı gibi bir durum söz konusuysa, abdesti bozar. Ancak sadece sesli bir hareket, örneğin, ağızdan ya da başka bir şekilde çıkan sesler abdesti bozmaz. Abdestin bozulması için gaz çıkışı gibi durumların gerçekleşmesi gerekir.

    Eğer başka bir konuda da bilgi isterseniz, yardımcı olmaktan memnuniyet duyarım.

    Daha az gör
  7. Allah'ın güzel isimleriyle (Esmaül Hüsna) yapılmış dualar ve bu isimlerin anlamları: 1. Ya Rahman, Ya Rahim! Anlamı: Ey sonsuz merhamet sahibi, ey merhametli! Dua: Ya Rahman, Ya Rahim! Sen affedicisin, bağışlayıcısın. Günahlarımı affet, beni rahmetinle kuşat. 2. Ya Kuddüs! Anlamı: Ey her türlü noksaDaha fazla oku

    Allah’ın güzel isimleriyle (Esmaül Hüsna) yapılmış dualar ve bu isimlerin anlamları:

    1. Ya Rahman, Ya Rahim!

    • Anlamı: Ey sonsuz merhamet sahibi, ey merhametli!
    • Dua: Ya Rahman, Ya Rahim! Sen affedicisin, bağışlayıcısın. Günahlarımı affet, beni rahmetinle kuşat.

    2. Ya Kuddüs!

    • Anlamı: Ey her türlü noksanlıktan münezzeh olan!
    • Dua: Ya Kuddüs! Kalbimi kötülüklerden arındır, beni her türlü şerden koru.

    3. Ya Selam!

    • Anlamı: Ey esenlik veren!
    • Dua: Ya Selam! Ülkemize ve tüm dünyaya barış ve huzur ver.

    4. Ya Mü’min!

    • Anlamı: Ey güven veren!
    • Dua: Ya Mü’min! Kalbime imanı yerleştir, şüphelerden uzak tut.

    5. Ya Müheymin!

    • Anlamı: Ey her şeyi görüp gözeten!
    • Dua: Ya Müheymin! Beni doğru yolda sabit kıl, şeytanın vesveselerinden koru.

    6. Ya Aziz!

    • Anlamı: Ey güçlü ve yenilmez olan!
    • Dua: Ya Aziz! Bana güç ve kuvvet ver, düşmanlarıma karşı beni muzaffer kıl.

    7. Ya Cebbâr!

    • Anlamı: Ey dilediğini yaptıran, her şeye gücü yeten!
    • Dua: Ya Cebbâr! Zorluklarımı kolaylaştır, dertlerime deva ver.

    8. Ya Mütekebbir!

    • Anlamı: Ey büyüklükte eşi benzeri olmayan!
    • Dua: Ya Mütekebbir! Bana tevazu ve alçakgönüllülük nasip et.

    9. Ya Hâlık!

    • Anlamı: Ey her şeyi yoktan var eden!
    • Dua: Ya Hâlık! Bana hayırlı bir ömür ve güzel bir ahlak nasip et.

    10. Ya Bâri!

    • Anlamı: Ey her şeyi kusursuz yaratan!
    • Dua: Ya Bâri! Beni afiyette kıl, bedenime ve ruhuma sağlık ver.

    11. Ya Musavvir!

    • Anlamı: Ey her şeye şekil veren!
    • Dua: Ya Musavvir! Kalbimi güzelliklerle donat, beni çirkinliklerden uzak tut.

    12. Ya Gaffâr!

    • Anlamı: Ey günahları örten ve çokça affeden!
    • Dua: Ya Gaffâr! Günahlarımı affet, beni bağışla.

    13. Ya Kahhâr!

    • Anlamı: Ey her şeye galip gelen!
    • Dua: Ya Kahhâr! Nefsime karşı bana yardım et, kötü alışkanlıklarımdan kurtar.

    14. Ya Vehhâb!

    • Anlamı: Ey karşılıksız veren, çokça ihsan eden!
    • Dua: Ya Vehhâb! Bana helal rızık ve bol kazanç nasip et.

    15. Ya Rezzâk!

    • Anlamı: Ey bütün canlıların rızkını veren!
    • Dua: Ya Rezzâk! Rızkımı bollaştır, beni darlıktan kurtar.

    Bu dualar sadece birer örnektir. Allah’ın güzel isimlerini kullanarak kendi samimi duygularınızla dua edebilirsiniz. Unutmayın, önemli olan samimiyet ve içtenlikle dua etmektir.

    Daha az gör