Gusül abdesti
Bütün vücudun tepeden tırnağa kadar, hiç kuru yer kalmadan yıkanmasına “Gusül” (Boy abdesti) denir. Guslü gerektiren bir hâl meydana geldiği zaman gusletmek farzdır. Gusül, aynı zamanda abdest yerine geçer ve ab desti bozan bir durum olmadıkça, bununla istendiği kadar namaz kılınabilir. (Guslün gerekli olduğu cünüblük hâline “Büyük hades”, yalnız abdestsizlik hâline ise “Küçük hades” denir.)
Guslü icap ettiren hâller, ancak buluğa ermiş kimselerde meydana gelir. Buluğ çağı, her iklime göre bazı farklar gösterir. Bununla beraber, kızlar için buluğ (er genlik) çağının 9-15 yaşları arasında, erkeklerde ise 12 15 yaşlarında başladığı bilinmektedir. Memleketimizde bulûğ çağı, genellikle kızlarda 12-14 yaşlarında, erkekler de ise 14-15 yaşlarında başlamaktadır.
Baliğ ve aklı yerinde olan herkes. Allah’ın emirlerini yerine getirmeye ve yasaklarından kaçınmaya Allah tarafından vazifelendirilmiş durumdadır. On beş yaşını dolduran kimse, buluğ alâmeti görmese de bâliğ sayılır, dini vazifelerle mükellef olur.
Erkeklerde bülûğ alâmeti: Kendilerinden ilk meninin görünmesidir. Bu da ilk defa ya uykuda rüyâ hâlinde veya başka bir cinsi boşalma ile zuhûr eder. Bekâr gençler de umumiyetle, birkaç hafta müddetle uyku hâlinde, rüyâlı veya rüyâsız, kendiliğinden meni boşalması olur. Buna “İhtilâm” denir. Kızlarda ise: İlk hayız kanının görülmesiyle bülûğ hâli başlamış olur. (Kızlarda-kadınlarda ihtilâm, erkeklere nisbetle pek az görülür ve hepsinde görülmez.)
Gusül icâb edene “Cünüb” (cenabet) denir. Cünüb olan kimsenin gusletmesi farz olduğu gibi, gusletmesi icâb eden kimseye gusletme imkânı göstermek de, çok mühim bir vazifedir. Bilhassa yeni bâliğ olmuş gençler, gusül mes’elesinde büyüklerinden hayli utanırlar. Cünüb olduklarını sezdirmemek için çeşitli güçlüklerle karşılaşırlar. İnsanın ihtilâm ile cünüb olmasının, utanılacak bir tarafı yoktur. Fakat, elbette bu devreye yeni giren gençler, ihtilâm oldukları zaman, bunu büyüklere hissettirmekten çekinirler.
İşte bu önemli gerçeği göz önüne alarak her ana-babanın, yetişkin çocuklarının gusletmeleri için gereken kolaylığı göstermesi (vâcib derecesinde) önemli bir vazifedir. Buna dikkat etmezlerse günahkâr olurlar. Bunun için başta gelen mes’ele: Evde onların yıkanmasına müsaid banyoluğun ve suyun, lüzûmu halinde kolaylıkla te’min edilebilir bir durumda olmasıdır. İkinci mes’ele de: Cünüb hâlindeki gençlerin yıkanmasını gayet anlayışla kar şılamaktır… Bu durumda onların, hiç çekinmeden gus letmesinin alışkanlık hâline gelmesine çalışmalıdır. Hayız âdeti hâlindeki kızların zaman zaman banyo yapması için de, aynı imkân ve kolaylığı sağlamalıdır.
Gusül ve hayız mes’elesinin gerek zamanında usûlü dairesinde öğretilmesi, gerek yıkanma için icâb eden kolaylığın gösterilmesi bakımından, ana-babanın çocuklara karşı vazife ve mes’uliyeti büyüktür. Birçok gençler, böyle bir anlayış ve kolaylıktan mahrum bırakıldığı için, kışın soğuk günlerinde, buz gibi sularda yıkanmak mecburiyetinde kalıyorlar. Çok yazıktır! Kimisi de, bu sebepten dolayı uzun müddet cünüb geziyor… Büyük günahtır!
Misafir olan kimse için de aynı hâller bahis konusu dur. Hâne sâhibi, misâfirin durumunu da hesaba katmalıdır. Gece ihtilâm olma ihtimaline karşı, banyoluğun ve suyun durumu münâsib şekilde ayarlanabilmelidir.
Bu gibi mes’elelerde fazla utanmak da lüzumsuzdur. Gusletmesi icâb ettiğini bildiren bir kimseyi, bundan dolayı kınamak câhilliktir. Kendisine gusül icâb ettiğini ifade edip yıkanmak isteyen bir genci, bu dindarlığından dolayı takdir etmelidir. Gusletmek farz olduğundan, büyük ibadet ve sevaptır. Gusül gerekmediği hâlde, haftada bir yıkanmak da müstehabdır.
BENZER KONULAR: