Süt Hısımlığı
İslâm aile hukukunda kan hısımlığı ve sıhrî hısımlığın yanısıra süt hısımlığı da devamlı evlenme engeli teşkil eder. Süt hısımlığı, çocukla annesi dışında onu emziren kadın ve akrabaları arasında meydana gelen hısımlıktır. Arapça’da “radâ'” kelimesiyle ifade edilen çocuğun süt emmesi, birtakım fıkhî hükümler meydana getirir, ki çocukla onu emziren süt anne ve akrabaları arasında İslâm hukukuna has bir özellik olarak evlenme engeli teşkil eden bir hısımlık bağı doğurması da bu hükümler arasında yer alır.
Kur’ân’da evlenilmesi yasak olan kadınlar (muharremât) sayılırken konuyla ilgili olarak da “….sizi emziren analarınız ve süt kızkardeşleriniz….size haram kılındı” (en-Nisa 4/23) buyurulur. Hz. Peygamber de “kan hısımlığı (nesep) sebebiyle haram olanlar süt emme (radâ’) sebebiyle de haram olur” (Buhârî, Nikah, 20; Müslim, Radâ’, 1) buyurarak süt hısımlığının evlenme engeli teşkil etmedeki ölçüsünü ve sınırlarını belirlemiştir. Yeni doğan çocuğun beslenmesinde anne ve insan sütünün fıtrî ve tabiî bir imkân olmasının yanısıra sağlık ve çocuk gelişimi açısından da çok gerekli bir gıda olduğu açıktır. Bu yüzden İslâm hukukçuları, ilgili âyet ve hadislerdeki doğrudan ve dolaylı ifadelerden de hareketle annenin çocuğunu emzirme hak veya görevi, bu konuda babaya düşen sorumluluk, evlilik içinde ve sonrasında annenin çocuğunu emzirmeye ne ölçüde zorlanabileceği, çocuğun süt anneye verilmesi halinde uyulması önerilen yol ve hükümler gibi konulan da, süt hısımlığının dinî ve hukukî sonuçlarıyla birlikte ele almışlar ve genellikle süt emme ve emzirmeyle ilgili bütün dinî ve hukukî hükümler, kültürel ve örfî değerlendirmeler klasik fıkıh literatüründe “rad┑ başlığı altında ayrı bir bölüm halinde incelenmiştir.
Süt hısımlığının doğması için, çocuğun doğumdan itibaren ilk iki (kamerî) yıl içinde süt emmiş olması şarttır. Hanefî ve Mâlikî-ler’e göre emilen sütün az veya çok olması önemli olmayıp sütün bir defa olsun çocuğun midesine gitmiş olması yeterlidir. Şafiîler’e göre ise ancak beş doyurucu ve fasılalı süt emmeden sonra süt hısımlığı teessüs eder.
Süt emen kimsenin, süt hısımlığı sebebiyle şu kimselerle evlenmesi haram olur.
1- Süt cihetinden usulü: Süt annesi, süt babası, süt ninesi.
2- Süt cihetinden fürûu: Süt kızı, süt oğlunun kızı ve bunların çocukları.
3- Süt anne ve babanın nesep ve sütten olan furuu,
4- Süt dede ve ninenin sadece çocukları: Süt teyze, hala, dayı ve amca.
5- Süt baba ve dedenin eşleri.
6- Süt fürûunun eşleri.
7- Eşin sütten olan usul ve fürûu. Şu var ki, bu son durumda koca için furuun haram olmasında zifaf şartı aranır. Öte yandan Hanefîler yukarıda sayılan süt hısımlardan süt kardeşinin asıl annesi ve kardeşi, süt oğul ve kızın asıl kardeşi, asıl ninesi gibi belli kimseleri istisna etmişlerdir. İbn Teymiyye süt hısımlığının sıhrî hısımlara teşmil edilmeyeceği görüşündedir.
Süt hısımlığı sadece evlenme engeli teşkil eder; taraflar arasında nafaka mükellefiyeti, mirascılık, velayet gibi hak ve borçlar doğurmaz.
Süt hısımlığı ikrar, şahitlik gibi geçerli bir ispat vasıtasıyla sabit olduğunda arada devamlı bir evlenme yasağı doğmuş olur. Taraflar süt hısımlığını bilmeden evlenmişlerse, bu ortaya çıktığında derhal ayrılmaları gerekir. Kadın da kararlaştırılan mehir (mehr-i müsemmâ) ile emsal mehirden (mehr-i misilden) hangisi daha az ise hak kazanır.
BENZER KONULAR: