Mumsema En son Sorular

Mumsema
  • 1
Pundit

İman nedir? İman ne anlama gelir?

  • 1

İman ne demek? İman ne anlamı nedir? İman konusunda geniş bilgi

İman, İslam inancında temel bir kavramdır ve bir Müslüman için hayati öneme sahiptir. İman, Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe ve kaderinin Allah’ın bilgisi ve bilincinin bilindiğinden yola çıkılması demektir. İman, kalpteki bir inanç ve bu inancın yaşadığı bir yaşam tarzını ifade eder.

İman, İslam inancında temel bir kavramdır ve kelime olarak “inanç” veya “inanmak” anlamına gelir. İman, bir Müslüman’ın Allah’a, meleklere, kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe ve kaderin iyi ve kötünü Allah’ın iradesine bağlı olarak kabul etmesiyle değişir. İman, bir Müslüman’ın gruplarında bulunan derin bir inanç ve güven duyduğunu ifade eder. İman, sadece sözlü ifadelerle değil, aynı zamanda kalpten gelen bir samimiyetle yaşanması gereken bir inanç biçimidir. İman, bir kişinin Allah’ın varlığına, birliğine ve gücüne olan inancını ifade eder. Bu, günlük hayatta ve ibadetlerde kendini gösterir. İman, İslam’ın beş temel inancını içerir: 1. Allah’a İman: Müslümanlar, tek bir Allah’ın varlığına, birliğine ve eşi olduğuna inanır. Allah, onun yaratıcılığının yaratıcısıdır ve yöneticisidir. 2.

İman, Kur’an’da ve hadislerde detaylı bir şekilde ele alınmıştır.

İslam’da “İmanın Altı Şartı”, Müslümanların inançlarının temel prensiplerini oluşturan altı temel unsurun bir listesidir. Bu şartlar, Müslümanların imanlarının esasını oluşturur ve İslam inancının ana hatlarını belirler. İmanın altı şartı şunlardır:

Allah’a İman: Tek bir Allah’a inanmak, O’nun varlığına, birliğine ve eşi olmadığına inanmak Müslümanların temel inancıdır.
Meleklere İman: Allah’ın emirlerini yerine getirmek ve yeryüzündeki düzeni sağlamak için görevlendirdiği meleklerin varlığına inanmak.
Kitaplara İman: Allah’ın insanlara rehberlik etmek amacıyla gönderdiği kutsal kitapların varlığına inanmak. Bu kitaplar arasında Tevrat, Zebur, İncil ve son olarak Kuran bulunur.
Peygamberlere İman: Allah’ın insanlara doğru yolu göstermek ve rehberlik etmek için seçtiği peygamberlere inanmak. En büyük peygamber Hz. Muhammed (s.a.v)’dir.
Ahiret Gününe İman: Ölümden sonra dirilişe, mahşer gününe ve kişilerin dünya hayatındaki eylemlerinin hesabının verileceği ahiret gününe inanmak.
Kaderin İyi ve Kötüsüne İman: Allah’ın her şeyi bilen ve her şeyi kontrol eden bir varlık olduğuna ve kaderin iyi ve kötüsünün tamamen O’nun iradesine bağlı olduğuna inanmak.

İman Nedir?

Sözlük Anlamı:

İman, bir sözü tasdik etmek, doğrulamak, kabullenmek, gönül huzuru ile benimsemek, şüpheye yer vermeyecek şekilde kesin olarak yürekten inanmak ve güven vermek anlamlarına gelir.

Dinî Terim Olarak Anlamı:

Allah’ın varlığını ve birliğini ve Hz. Peygamber’in Allah Tealâ’dan getirdiği kesin olarak bili­nen hükümleri (zarûrât-ı diniye) kalp ile tasdik etmek, haber verdiği şeyleri tered­dütsüz kabullenip teslim olmak demektir. İman edene mümin, iman edilen hususlara mü’minin bih=İman esası denilir. Tanım­dan da anlaşılacağı gibi İmanın hakikati kalbin tasdikidir. Kalbin tasdiki hiçbir şekil­de değişmeyen bir unsurdur. Onun bulun­maması durumunda iman gerçekleşmez. İkrar ise kalpteki tasdikin dil ile açıklanması olup, iman edene dünya hükümlerinin uygulanabilmesi için bulunması gereken bir şarttır.

Ehl-i Sünnet’in Görüşü:

Ehl-i sünnet bu hususta şu delilleri İleri sürmektedir:

Kur’an Ayetleri: Yusuf sûresinin 17. âyetinde yer alan ve Hz. Yusuf’un kardeşleri tara­fından Hz. Yakub’a hitaben söylenen “sen bize İnanıcı değilsin” sözü “sen bize tasdik edici değilsin” anlamınadır.
Hadisler: Hz. Peygamber pek çok hadislerinde kalbinde hardal veya buğday tanesi yahut zerre kadar iman bulunan kimsenin sonun­da cennete gireceğini belirtmiştir.
Akli Deliller: İmanda önemli olan gayba (duyular ötesine) İnanmış olmaktır. Azabı gördükten sonra ise, imanın bu özelliği ortadan kalkmış olur.

İmanın Artması ve Eksilmesi:

İman, inanılması gereken hususlar (iman esasları) açısından artmaz ve eksilmez. Bir kimse iman esaslarının hepsini kabul edip de, bir veya birkaçına inanmasa meselâ meleklere inanmasa veya namazın farz yahut adam öldürmenin haram oluşunu İnkâr etse, iman etmiş sayılmaz. Herkes aynı hususla­ra İman etmekle yükümlüdür. Fakat iman güçlü veya zayıf olma açısından fark­lılık gösterir. Kiminin imanı kuvvetli, kimi­nin zayıftır. Kimininki tam anlamıyla içine sinmiş kimininki yüzeysel katmıştır. Kimininki işitme ve düşünmeye bağlı bilgi ve inanç seviyesinde, kimininki görmeye da­yalı bilgi ve inanç seviyesinde, kimininki de yaşamaya, gönülde duymaya ve iç tecrü­beye dayalı bilgi ve inanç seviyesindedir.

Mümin ve Kâfir:

İnsanlar iman ve inkâr yönünden iki gurup­ta incelenebilirler:

Mümin: Allah’a, Hz. Peygambere ve getirdiklerine kesin olarak inanan kimse demektir.
Kâfir: Allah’a, Hz. Peygambere ve onun Allah’tan getirdiklerinin tümüne veya bir kısmına inanmayan inkarcı kişiye denilir.
İmanın Geçerliliği İçin Şartlar:

İmanın geçerli olabilmesi ve sahibini ahirette ebedî kurtuluşa erdirebilmesi için şu şartları taşıması gerekir:

İman dünya haya­tından ümit kesme (ye’s) durumunda olma­malıdır.
Mümin, iman esaslarından birini inkâr anla­mına gelen tutum ve davranışlardan kaçın­malıdır.
Mümin ne Allah’ın rahmetinden ümitsiz ne de emin olmalıdır. Korku ile ümit arasında bulunmalı­dır.
İman ve İslâm:

İman ile İslâm’ın sözlük anlamları arasın­da fark varsa da İslâm’ın, Hz. Peygamber’in din adına bildirmiş olduğu şeylerin hepsine gönülden teslim olmak, kalben bağlanmak ve boyun eğmek şeklinde tanımlanması durumunda iman ile İslâm aynı manaya gelirler. Bu durumda mümin olan herkese müsiim, her müslime de mümin denilir.

BENZER KONULAR:

Bir cevap yazın

Bir cevap yazın

Captcha Captcha'yı güncellemek için resme tıklayın.